iÇİMDE iç içe isimsiz kozalar… Eski bir yalnızdan öğrendiğim (Kendime söyleyemediğim) o ”yalnız güz” herkese gelecekmiş kendi sesimi tanımıyordum çok sıkılıyordum sen...
Gayretsiz bir arzu Kendinin dışına çıkmak istemeyen bir adam Masalın son kapısında bir kadın Adamla kadın arasında kırk yıl yol Siyah beyaz...
hiç bilmiyorum dedi sardunya keskin kokuyu soludu ölümlüler anlamlar aynası değişti koku Hiçbir yere gitmedi tensel değinme hissi kaldı sanki… o sarıya...
dedi ki işte sen ”bu”sun ”bu” ile ilk karşılaşman hayatının sonuna kadar taşıyacağın imge ”bu” seni düğümlediler orada bir düğümsün şimdi sen...
‘sonradan sonra” o karanlık gecede karanlığın içinden bağırdılar; kendilerinden başka kimse yok ki… kendilerinden başka bir şey olmuşlar gazlı boşluğu yutan nefesler…...
Işıksız bir geceye, arkası beyaz, sırlanmış bir ayna saklandı Herşey yerliyerindeydi, kaymamıştı hiçbir örtü, Yerinden kaçmamıştı hiçbir eşya Bir ‘’an’’, bir şarap...
2014 yılında ( yersizyurtsuz.com altında ) yayına başlayan ve ‘matbu dergiciliğin ruhunu’ dijital ortama taşıyan Süje Dijital Dergi‘nin 10. sayısı yayına girdi....
inci kolye. Bir kadının son arzusu- ele avuca gelmeyen rüzgar, özürsüz rüya… alacalı bulacalı akıl Koyu yalnızlık, o boş kağıt,-ve ben- çoğul...
On ikinci dünden vakitsiz acılar Zehirli gömlek, nefsini tutan sofu, Avuntusuz bir gece, ölüme yatmış bir sokak Bir satır yazı, bir ıslık...
Su -kızgın çöl kumuna güneşin bahşettiği hayal Yani iman, varsayılan Olmayanı zanneyleme… Varlıksız ruhumuzun mu- Yoksa! kumun mu bu çöl Karşılaştık-Karşılayan tanrı da seraba...