Yazgı
Kaç dünyadan yalnız geçtin
Bir leblebi
bir tesbih tanesi
say…
Geceyi unutacağız
Bir soluk ağırlıktan kaçacağız
İhanet
Hep ihanet…
Münire ‘’şavkı burk da git’’
İnkar, hep inkar;
İnkarın inkarı…
Güvercinler çölde bir kuyuya düşüyordu
Yukarda kuşlarının yanında demiş babası
Burada bir saksafon sesi duyulur…
Kayıplarımızdan kalan boş yeni alanlar
Yosunlanmış eski duygular
Kadın kendi ateşinden yanacak sonunda
Kukla gibi, kendini çalıyor kadın
Çocukluğu çıldırıyor içinde…
Şu ‘’an’’, kayboluyor kadın
Bir kere ‘’temsil’’ edilmiş her şeyin üstünden geçmek,
başlangıca dönmek için…
Tutuşup yanmak
Kömürden ateşe dönmek
Bir bedene sarılarak ölmek için
Şiir için…
O şimdi çok yaşlı bir kadın
Tek başına savaşan ‘’yazgı’’
Kimsenin duymadığı
İzleyicisiz…
Tüm kalabalığın içinde
Yalnızlık sevdası…
Ölüme gözyaşı hep yakışır
İçindeki karanlığı susacaksın mecbursun
Her taşın altında bulurlar seni
Kaderin değişti sen uyurken
Aynamı size vereceğim dedi kadın,
Benim gibi görmeyeceksiniz
Siz benim aynamda körsünüz
Ben de aynalara baka baka kör olmuşum
Kadının zihninde bir gece, ümitsiz
Rulet masası
Rengin Özesmi
Resimler: Pablo Picasso
